6 Kasım 2015 Cuma

Fenerbahçe-Galatasaray Derbisi | Derbi Yazıları Serisi


Dünyada ki bir çok derbinin olduğu gibi bu derbinin de bir ismi var her ne kadar hiç kullanılmasa da bu isim: KITALARARASI DERBİ.1905 yılında kurulan Galatasaray ve 1907 yılında kurulan Fenerbahçe’nin ilk karşılaşması 1909 yılında “Papaz’ın Çayırı” olarak adlandırılan yerde gerçekleşti.İlk karılaşmada yüzü gülen taraf 2-0’la Galatasaray olmuştu.Tabi bilmiyorlardı ki o an yüz yılı aşkın süre sürecek bir rekabetin başlangıcıydı aslında.Ama iki takımın ilk resmi karşılaşması İstanbul Futbol Ligi kapsamında 9 Ocak 1910’a gerçekleşti ve bu maçı da Galatasaray 3-0 kazandı.1914 yılına kadar oynanan maçların hiçbirinde Galatasaray,Fenerbahçe’den gol yememiştir.Ancak 4 Ocak 1914’te 4-2’lik mağlubiyetle ilk mağlubiyetini almıştır Fenerbahçe karşısında. 12 Şubat 1911'deki 7-0'lık maç Galatasaray'ın, 6 Kasım 2002'deki 6-0'lık maç ise Fenerbahçe'nin aldığı en farklı galibiyetlerdi.
Galatasaray’ın 7-0’lık galibiyetinin de kısaca hikayesine değinmek istiyorum.Tarihler 12 Şubat 1911’i gösterdiğinde iki takım karşı karşıya geliyordu.Ancak uygunsuz hava şartları nedeniyle Galatasaray 6, Fenerbahçe 10 kişiyle çıkıyordu sahaya.İlk yarının ortalarına doğru Fenerbahçe kalecisi Ali Said sakatlanarak oyundan çıkıyor ve kaleye sırasıyla Fenerbahçeli oyuncular tek tek geçiyorlardı.Diğer yandan da bu maçta tam 4 gol atan Celal İbrahim bu 4 golle derbi tarihinde bir maçta en çok gol atan futbolcu olarak adını tarihe yazdırıyordu.Galatasaray bu sezonu şampiyon olarak tamamlıyordu. 1911-1912 sezonunda Galatasaray ligden çekildiği için bu dönemde iki takım arasında resmi maç oynanmamıştır.

25 Mayıs 1913 tarihinde “Fenerbahçe-Galatasaray Bayramı” adıyla oynan özel maçta 80. Dakikada Bekir Sıtkı’nın şutunu Fenerbahçe kalecisi Vahram Meteosyan topu tutsa da hakem bu kurtarışın çizginin içinde olduğunu söyleyerek golü vermiş bunun üstüne Fenerbahçe oyuncuları itiraz etmiş bu itirazlara taraftarlarda katılınca hakem maçı terk etmiştir.Ve ilk kez bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı yarıda kesilmiş oluyordu.

Fenerbahçe’ni 1914’te 4-2 kazandığı maçta 3 gol atan Hasan Kamil hem derbi tarihinde Fenerbahçe’nin ilk golünü atan,hem de ilk hat-trick’ini yapan isim olarak adını tarihe yazdırıyordu.
1912 yılında Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami Yen ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Hulusi Bey’in ortak imzayla kayıt altına aldıkları belgenin, birleşmeseler dahi iki kulübün yabancılara karşı ortak bir takım kurma konusunda anlaştıklarını, hatta tüzüğü bile hazırladıklarını gösterdiği kaydedildi. Yıllar sonra 1934’te Fenerbahçe ile Galatasaray Türkiye'ye davet ettikleri yabancı takımlarla birer kez hazırlık maçı yaptıktan sonra, üçüncü maçı “Fenerbahçe-Galatasaray Karması” şeklinde oynadılar. Karmanın forması ise iki kulübün renklerinin karışımı olan lacivert, sarı ve kırmızıdan oluştu.
23 Ocak 1925’te Taksim Stadı'nda oynanan Vatan Gazetesi Kupası maçında ise Fenerbahçe'nin kazandığı penaltının atılmasından öncesi stadın büyük balkon kısmı çöktü. Fenerbahçeli Cafer Çağatay, bu gelişme üzerine penaltı atışında topu bilerek kaleci Ulvi Yanal'a teslim etti.
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki rekabette en fazla golü, Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel attı. Sporel,Galatasaray'a karşı oynadığı 42 maçta, toplam 27 kez rakip fileleri havalandırdı. Zeki Rıza Sporel'i, 24 golle yine bir Fenerbahçeli Alaattin Baydar izliyor. Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis'in 20, Galatasaraylı Metin Oktay'ın ise ezeli rekabette 19 golü bulunuyor. Bu arada iki takımda da forma giyen Tanju Çolak'ın da 14'ü Galatasaray, 8'i Fenerbahçe formasıyla olmak üzere ezeli rekabette toplam 22 golü var. Lig maçlarında ise Galatasaraylı Metin Oktay 9, Fenerbahçeli Aykut Kocaman da 8 golle takımlarının en golcü isimleridir.
Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında en çok oynama rekoru Galatasaray ve A Milli Takımın unutulmaz kalecilerinden turgay Şeren’e ait.Turgay Şeren tam 55 kez Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinde Galatasaray kalesini korudu.
Bazende iki takımın uzun süre birbirlerine karşı galip gelememe durumuyla karşılaştılar.Galatasaray üst üste 18 (1942-1946 arası), Fenerbahçe ise üst üste 11 kez (1949-1953 arası) rakibine karşı galibiyet alamadı.

İki takım arasında en az seyirciyle oynanan maç ise 17 Kasım 1922 tarihinde gerçekleşti İttihat Sahası’nda gerçekleşen maçta o kadar yoğun bir yağmur vardı ki hakem Fethi Tahsin Başaran maçı şemsiyeyle yönetmek zorunda kalmıştı.Bu maçı 14 kişi izledi.Ve buda en az kişinin izlediği FB-GS Derbisi oldu.
21 Eylül 2003'de İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda yapılan lig maçını ise 70 bin 125 seyirci izlerken, bu rakam, ezeli rakipler arasındaki bir maçı izleyen seyirci sayısındaki rekor olarak tarihe geçti.
İki takım arasında günümüze kadar toplam 381 maç gerçekleştirildi. Bu maçların 149'u Fenerbahçe, 127'si ise Galatasaray lehine sonuçlanırken, 105 maç beraberlikle sona erdi. Oynanan maçlarda toplam 959 gol atılırken, bu gollerin 502'si Fenerbahçe'den 457'si ise Galatasaray'dan geldi.
İki takım, Türkiye'de günümüzde de devam eden üç resmî organizasyonun en eskisi olan Süper Lig'de 116 maç oynadı. Bu maçların 48'ini Fenerbahçe, 33'ünü Galatasaray kazanırken, 35 maç berabere sonuçlandı. Türkiye Kupası'nda oynadıkları 25 maçın 12'sini Galatasaray, 3'ünü Fenerbahçe kazanırken, 10 maç beraberlikle sona erdi. İki takım 4 kere Türkiye Kupası finalinde karşı karşıya gelirken Galatasaray, bu finallerin tamamından kupayla ayrılan taraf oldu. Türkiye Süper Kupası'nda ise 6 maç oynayan iki takım da bu finallerden 3'er kez şampiyonlukla ayrıldı.
Türkiye Futbol Ligi'ndede her daim yarıış içinde olan iki takım şampiyonluk yarışında da peşpeşe gidiyorlar Galatasaray 20 şampiyonlukla 4. yıldızı kazanırken.Fenerbahçe 19 şampiyonlukta hemen Galatasaray'ın ardından 4. yıldızı almak için çabalıyor bu sezon.

Anlatılan bazı kısa derbi anılarından bir iki tanesini aktarıcam son olarak.
3-0 Galatasaray ilk yarıyı önde bitirdi ve ikinci yarıda Fenerbahçe 4 tane gol attı. Skor 4-3 oldu. Bu maçı unutamam çünkü Rıdvan hocamızın 7 yeseydik 8 atardık diye bir sözü var. (Remzi Köse)
Oğlumla Kadıköy’e derbi için gitmiştik. Ben Fenerliyim, oğlum Galatasaraylı. Tribüne Galatasaray formasıyla girdi. Herkes onunla alay etti. Bir ara, “Baba göremiyorum, önüm dolu” dedi. İşte o anda hiç tanımadığımız bir Fenerbahçe taraftarı oğlumu omuzuna aldı, maç sonuna kadar da indirmedi. İşte gerçek dosluk budur.(Ahmet Köse)
1989’daki maçı hiç unutamam. Türkiye Kupası çeyrek finalinde Galatasaray’la eşleşmiştik. İlk yarıyı Galatasaray 3-0 önde kapadı ancak maçın sonunda Fenerbahçe 4-3 galip gelmişti. Harika bir mücadele olmuştu, bütün Fenerbahçeliler o gün adeta bayram yapmışlardı. O maçtaki bütün Fenerli futbolcuların ayağına sağlık.(Faruk Engin)
Yıl 1989, Galatasaray-Fenerbahçe maçı. Ben üniversite sınavına hazırlanıyorum. İlk devre Galatasaray 3-0 önde, biz derse girdik, hoca Fenerbahçeli. Hoca sıkıla sıkıla ders anlatıyor. Ders bitti, eve gittiğimde ağabeyim 3-4 dedi. “İyi” dedim. İnanmadım tabii ki. Hala da inanamıyorum zaten.(Ahmet Başkent)
5-1 biten kupa finalini üniversitede okurken evde 7 Fenerbahçeli’ye karşı tek başıma izlemiştim. Deniz Barış kendi kalesine golü atınca gidip televizyonu öptüm. Ancak elektrik kaçağı varmış, öpmemle beraber öyle bir çarpıldım ki 3 metre uçup Fenerliler’in üstüne düştüm.
O gün anladım ki televizyonum da Fenerli’ymiş. (Uğur Duran)
Ve son sözlerim;

Heyecanla bu sezon oynanacak derbileri bekliyorum bir Fenerbahçeli olarak.Takımıma güveniyorum inanıyorum ancak nolursa olsun FB-GS derbileri her zaman başka bir havada geçmiştir.Benim için önce saygı ve dostluktur temennim kavgasız,küfürsüz,çekişmeli maçlar olması ama artık günümüzde bu çok zor maalesef.Sanki eskiden taraftarlar daha saygılıymış birbirine.Daha birlik beraberlik içindelermiş.Hatta Galatasaray’ın UEFA Kupası belgeselini açın izleyin orada 5 saniyelik bir görüntü var.Yanlış hatırlamıyorsam Galatasaray finale çıkınca kutalamalar yapılıyor Galatasaray taraftarları halay çekiyor davuluda Fenerbahçeli bir abimiz çalıyor.Halayda da sadece Galatasaraylı değil Fenerbahçe ve Beşiktaşlı taraftarlarda var.Popescu o penaltıyı atıp Galatasaray’a UEFA Kupası’nı kazandırdığı an sevinmeyen Türk var mı acaba? Sporda dostluk,centilmenlik ve saygı olunca güzel bir hal alır.
Nasıl ki her zaman kardeşler anlaşamaz birbiriyle. Bizim anlaşamamamız buradan gelir işte. Kardeşleri ayıran tek şey tutkunu oldukları renklerin farklılığı.Bu farklılık bizi biz yapan şeyde.Ne Fenerbahçe Galatasaraysız ne de Galatasaray Fenerbahçesiz olmaz. Metin Oktay'ların, Lefter'lerin,Gündüz Kılıç'ların, Can Bartu'ların hatırası,dostluğu var bu kardeşliğin kökenlerinde.Her daim ezeli rakibiz ama EBEDİ DOSTUZ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder