23 Ekim 2015 Cuma

Eurocup temsilcilerimizin performansları



                Sezon başı itibariyle Eurocup’ta yer alan dört Türk takımının şu ana kadar sergiledikleri performansları inceleyelim… Genel olarak –Galatasaray Odeabank haricinde- Eurocup’taki temsilcilerimizin sezona hayal kırıklığı yaratarak başladığını söyleyebiliriz.



GALATASARAY ODEABANK: Ergin Ataman’la dördüncü sezonuna başlayan Galatasaray, sezona yeni isim sponsoruyla beraber Sinan Güler-Vladimir Micov-Ege Arar haricinde tamamen yenilenen kadrosuyla başladı. McCollum-Sinan-Micov-Caleb-Lasme beşine kenardan Şafak-Schilb-Göksenin-Ege-Dorsey destek vermeye çalışıyor ve Joey Dorsey’nin  ‘altıncı adam’ olduğunu söylemek de mümkün.


                Ataman’ın hastalığında, ilk iki maçta takımı yardımcı koç Yağızer Uluğ çalıştırdı. Trabzon deplasmanında ikinci çeyrekteki müthiş savunma eforu ve hücumda özellikle Sinan-Dorsey’nin katkılarıyla farkı açan Galatasaray, maç sonuna kadar rahat gitti ve zorlu deplasmanı beklenenden kolay atlatmış oldu… Neptunas deplasmanında çok yüksek tempolu bir maç oynandı, Galatasaray rakibinin yüksek skora ulaşmasına engel olamadı ama son çeyrekte McCollum fark yaratan isim oldu ve 32s- 4a ile oynayan McCollum’un liderliğinde GS bir galibiyet daha aldı… Sezonun ilk iç saha maçında Efes’le karşılaştılar; uzun süreli sakatlara ek olarak Heurtel-Birkan-Cedi’den yoksun olan Efes Granger’ın harika performansı ve Derrick Brown’ın da iyi oyunuyla rakibinden üstün oynadı. McCollum’un büyük hayal kırıklığı yarattığı maçta Galatasaray’ın rakibinden iyi oynadığı tek bölümün üçüncü çeyreğin son 7-8 dakikası olduğunu yazmak mümkün. Bu bölümde Şafak ve Göksenin’in müthiş istekli oyunları ve Caleb Green’in de skor katkısı ibreyi GS lehine çevirmişti ama son bölümde McCollum-Granger eşleşmesiyle beraber ivmeyi alan Efes son beş dakikada maçı kopardı… AEK sezona önemli yatırımlarla girmişti ama şu anda takım olamadıklarını görüyoruz. İlk dokuz dakikada farkı çift hanelere çıkaran GS, farkı 20’li sayılara kadar çıkardı. Üçüncü çeyreğin başında ivme yakalayan AEK farkı 11 sayıya kadar indirse de, karşılığında GS yakaladığı seriyle maçı bitirdi.



                Galatasaray’ın gelecek haftalardaki fikstürüne bakalım; ligde Fenerbahçe derbisi ve Darüşşafaka Doğuş ile deplasmanda oynanacak olan maç Aralık’a kadar oynayacakları iki Euroleague takımına karşı oynayacakları maçlar olacak… Eurocup’ta ise bu hafta oynanacak olan Hapoel karşılaşmasını kazanması durumunda grubu muhtemelen ilk 2’de bitirecek olan Galatasaray, Nizhny ile grup liderliği için karşılaşabilir.






 BEŞİKTAŞ SOMPO JAPAN: Geçen sezonun sonlarına doğru Henrik Dettman’ı koçluğa getiren Beşiktaş yine kadrosunu baştan aşağıya değiştirdi. Yabancı tercihi genellikle Amerikalılar’dan kullanılırken, en önemli transferin Maciej Lampe olduğunu yazabiliriz.
               


                Sezonun ilk maçında, ligin son şampiyonu Pınar Karşıyaka’yı konuk eden Beşiktaş maça hiç tutunamadı; maç beş dakikada bitti diyebiliriz… Eurocup’taki ilk maçta yine çok yüksek tempoda oynayan Litvanya takımı Lietuvos Rytas’a konuk oldular. İlk bölümde dış şutlarda başarısız olan Rytas, farkın açılmasına engel olamadı. Üçüncü çeyrekte de fark çift hanelerde ilerlerken, maçın sonlarına doğru tablo değişti. Rytas farkı eritmeye başlarken, Beşiktaş da top kayıpları ve yanlış hücumlarla adeta Rytas’a yardımcı oldu. ‘Sürenin bitmesi Beşiktaş’ı kurtardı’ gibi bir cümle kursak yanlış olmaz diye düşünüyorum… Ahmet Kandemir’in koçluğunu yaptığı Yeşil Giresun’a konuk olan Beşiktaş, maça felaket bir giriş yaptı. Beşiktaş skoru dengelese de, Giresun’un tecrübeli yabancıları maça ağırlıklarını koydular ve takımlarını galibiyete taşıdılar…  Son olarak da ‘Avtodor felaketi’ geldi. Koçlar Dettman-Greenberg olunca maçın çok yüksek tempoda geçmesini bekleyebilirdik ama Beşiktaş rakibin hücum hızına yetişemedi ve savunmada da hiçbir şey yapmayınca Avtodor çok rahat farkı açtı. 30-15’lik ilk çeyrekle beraber maçın da bittiğini söyleyebiliriz.



                Beşiktaş’ın Kasım ayında ligde birbirinden zorlu maçlara çıkacağını görüyoruz. İlk olarak TS deplasmanı var, Efes’le oynanacak olan maçtan sonra Antep deplasmanı ve Fenerbahçe ile derbi maç oynanacak. Eurocup’ta ise Beşiktaş’ın önündeki üç maçtan ikisi kritik olabilecek olan PAOK ve Zenit deplasmanları, Beşiktaş bu deplasmanlardan birini bile kazansa tur için büyük avantaj kazanacak ama ikisini de kaybederlerse, krize dönüşebilir.



BANVİTSPOR: Geçtiğimiz yılın Eurocup yarı finalisti, kadrosunu –Simmons ve Tolga haricinde- komple değiştirerek sezona başladı. Fortson-Slaughter-Johnson ile heyecan verici bir dış rotasyona sahip olsalar da Maxim Mutaf’ın sakatlığı ve Fortson’u yedekleyecek başka bir gardın olmaması handikap yarattı. Dört numarada Moerman çok isabetli bir transfer oldu ama pivot bölgesinde sıkıntı var. Vidmar zaten savunmada önemli sıkıntıları olan bir oyunu, Carmichael’ın sakatlanmasından sonra transfer yapılmadı ve Stephens gibi oldukça vasat bir oyuncuyla devam edildi.


                Sezonun ilk maçında, Buducnost deplasmanına çıkan Banvit, maça iyi başladı ama Buducnost molasından sonra tamamen dağıldılar. Gard pozisyonunda Cook’un Fortson’ı tamamen ezmesi ve forvetlerde de Sehovic-Dragicevic ikilisinin üstünlük kurmasıyla Buducnost maç boyunca sıkıntı yaşamadı… Ligde Trabzonspor’u konuk eden Banvit, yine maça çok iyi başladı ve farkı çift hanelere kadar taşıdı. Üçüncü çeyrekte Trabzon oyunu dengeledi ama Trabzon’un dar kadrosu ve taraftarın da etkisiyle Banvit farkı tekrar açarak galibiyete uzandı… Eurocup’ta ise en güçlü kadroya sahip olan Unics Kazan’ı konuk ettiler ve önceki iki sezonda olduğu gibi Unics galip geldi. Kaimakoglou’nun oynamadığı maçta ikinci çeyrekte arka arkaya altı pozisyonunda bomboş üçlük şansı yakalayan Unics hepsini değerlendirdi ve farkı açtı. Son çeyrekte Banvit direnç gösterse de fark dört sayının altına inmedi, son dakikalarda Unics tecrübeli oyuncularıyla hata yapmadı ve galibiyeti elde etti.


                Banvit’in ligdeki üç maçının ikisi İstanbul deplasmanı; Efes ve Fenerbahçe’ye konuk olacaklar. Kasım sonuna kadar görece kolay bir fikstürleri olduğunu söyleyebiliriz… Eurocup’ta ise Steaua-Trabzon deplasmanları ve Aris maçı var; Banvit –son haftalarda sıkıntı yaşamamak adına- bu üç maçtan en az ikisini kazanmak zorunda.





TRABZONSPOR MP: Geçtiğimiz sezonu Eurochallenge finali-lig yarı finali ile çok iyi bir şekilde bitiren Trabzonspor, Markovic’in ilk tam sezonu başlarken en önemli isimler Hardy-Velickovic-Stipanovic ile erkenden sözleşme uzatmıştı. Diğer yabancılar ise; Euroleague seviyesinde oyuncular olan Kinsey-Kulig ve geçen seneyi Cantu’da geçiren Darius Johnson-Odom oldu.


                İlk maçlarda TS’nin beklenenden uzak olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıda da bahsettiğimiz Galatasaray maçında ikinci çeyrekte durdular ve devamında da maça dönemediler… Aris maçında TS beklenenden fazla zorlandı diyebiliriz, ilk dakikada Velickovic’in sakatlığından sonra Kulig’in de faul problemine girmesi takım adına handikap yarattı ama genellikle iki-üç sayı önde götürdükleri maçı galip bitirdiler… Yukarıda bahsettiğimiz Banvit maçında da Velickovic’i aradılar; Türk oyuncuların beklenenden düşük seviyede oynadıklarını görüyoruz… Steaua deplasmanı ise kağıt üstünde en kolay deplasmandı ama yine olmadı; maç sürekli tek haneli farklarla gitse de son dakikalarda farkı kapatamayan Trabzonspor yenilgiye mahkum oldu…


                31 Ekim’deki Pınar Karşıyaka deplasmanı Aralık’a kadar ligde çıkacakları en zorlu maç olacak diyebiliriz… Eurocup’ta ise önümüzdeki iki hafta Trabzon’da Buducnost-Banvit’i konuk edecekler. Bu iki maçı da kazanırlarsa, iş çok kolaylaşır ama ikisini de kaybederler grupta dördüncülük yarışına kalabilirler…





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder